Ahi Teşkilatının asırlar boyu etkili olmasının en önemli nedeni, sahip olduğu kendine özgü eğitim sistemidir. Kişiler, yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirilip bu alanda liyakat sahibi oluncaya kadar eğitilirdi. Yamaklıktan ustalığa giden yolda, bilgi ve becerinin düzeyini ortaya koyan birtakım aşamalar vardı. Bu aşamaları geçmek için hem mesleki bilgi hem de iyi ve ahlaklı bir insan olma özellikleri gerekirdi.

Ahilikte esnaflığın üç mesleki derecesi vardı.

– Yamak ve çırak

– Kalfa

– Usta

Yamak ve çırak olmak için, on yaşından küçük olmamak gerekirdi. İki yıl çalışan yamak, yeterli bilgi ve beceriyi kazandığında çırak olurdu. Bunun için çırak adayının ustası, kalfaları ve velisi o mesleğin pirinin dükkânında bir araya gelir ve çırağa öğütlerini verip alacağı haftalık ücreti belirlerdi. Çırak olan bir çocuk mesleki bilgileri en temel düzeyde öğrenmiş sayılırdı.

Kalfa olmak için ise bir meslekte üç yıl çıraklık yapmak gerekirdi. Bu sürede gerekli beceriler kazanıldıktan sonra törenle kalfa unvanı verilirdi. Bu seviyedeki kişiler artık meslekleri ile ilgili her işi rahatlıkla yapabilirlerdi. Ustanın olmadığı yerde, ustanın yetkisine sahiplerdi. Yani gerektiğinde iş yerlerini ustalarının yerine yönetebilirlerdi.

Kalfalıkta da üç yıl çalıştıktan sonra kişiler, ustalık almaya hak kazanırdı ve Ahilikte önemli bir yeri olan ŞED KUŞANMA TÖRENİ ile ustalığa yükseltilirdi. Usta, kalfasının gerekli mesleki becerileri ustalık düzeyine getirdiğine inanırsa ona ustalığını teklif ederdi ve törenle ustalık verilirdi.

Ahi teşkilatında ustalık törenleri genellikle ilkbaharda ve şöyle yapılırdı:

“Törene bütün nakipler ve ustalar katılır. Önde nakipler ve arkada ustalar olmak üzere iki halka halinde otururlar. Törende müftü ve kadı da yerini alır. Müftü, ticaret ahlâkı ile ilgili ayet ve hadisleri içeren bir konuşma yapar. Bundan sonra ustalığa geçecek olan kalfa, sağında nakip solunda ustası ile odaya girer ve herkesi selamlarlar. Müftünün imama Kuran okuması için işareti ile tören başlar. Kuranı Kerim’den sonra Nakip, ayağa kalkıp ustayı yanına çağırır. Ona ahiliğin ahlakı ile ilgili nasihat eder. Bundan sonra usta adayının ustası, usta olacak kalfası hakkında konuşur ve ona hakkını helal eder ancak şunu da ekler: “Âlimlerin dediklerini, nakiplerin öğütlerini, benim sözlerimi tutmazsan ana, baba, hoca, usta hakkına dikkat etmezsen, halka zulüm edersen, yetim hakkını alırsan ve Allah’ın yasaklarından sakınmazsan hakkım haram olsun.”

Bundan sonra usta, kalfasının beline ustalık peştamalını eliyle sarar. Yeni usta için odadaki herkes dua eder ve o da büyüklerin ellerini öperek törenin son aşamasını gerçekleştirmiş olur. Usta olanlar, isterlerse ve teşkilatın belli şartları gerçekleşirse, şahsına ait bir işyerine sahip olabilirdi.